ELEKTRONİK DEFTER VE FATURALARIN DÜZENLENMESİNDE VERGİ SUÇU VE CEZALARI

ELEKTRONİK DEFTER VE FATURALARIN DÜZENLENMESİNDE VERGİ SUÇU VE CEZALARI

 

Hakan TAŞTAN*

 

 

 

 

       

I. GİRİŞ

Ekonomi ve teknolojilerdeki gelişmeler pek çok alanda olduğu gibi faturaların düzenlenmesinde ve ticari defterlerin oluşturulmasında kağıt kullanımı yerine elektronik ortamda oluşturma ve arşivleme işlemini dayatmaktadır. Gelişmelere ve teknolojik yeniliklere ayak uydurulması uzun vadede zaman, para ve işgücü tasarrufu sağlayacaktır. Ancak her yenilikte olduğu gibi geçiş aşaması bir takım sorunları da ortaya çıkaracaktır. Ancak bu geçiş sürecinin iyi yönetilmesi, zorlukları kolaylığa dönüştürebilecektir. Bu işlemler olurken direksiyonda olan Maliye Bakanlığının tavrı ve yaklaşımları belirleyici olacaktır.

 

E.Defter kullanımı ile birlikte kağıt kullanımının ortadan kalkmasının yanı sıra sürekli defterlerin yazdırılması sorunu ile dönem başı ve dönem sonu noterlerde yaptırılan açılış ve kapanış tasdikleri de ortadan kalkmaktadır. E-Defter; Vergi Usul Kanununa ve Türk Ticaret Kanununa göre tutulması zorunlu olan defterlerde yer alması gereken bilgileri kapsayan kayıtlar bütünüdür. Bu aşamada ticari defterlerin tamamı değil sadece “Yevmiye Defteri” ile “Defter-i Kebir” elektronik ortamda tutulabilecektir. 2015 yılında 20.000 civarında mükellef bu kapsamda olurken 01.01.2016 tarihi itibariyle bu kapsamın epeyce genişletileceği Gelir İdaresi Başkanlığının çalışmalarından anlaşılmaktadır.

 

 

 Elektronik defter uygulamasına 01.01.2015 tarihi itibariyle geçmek zorunda olan mükellefler aynı zamanda e-fatura uygulamasına da geçmiş bulunduklarından, e-fatura işlemleri için kullanmakta oldukları “Mali Mühür” veya “Nitelikli Elektronik İmza” araçlarını e-defter başvurularında da kullanabileceklerdir.

 

II. VERGİ HUKUKUNDA SUÇ VE CEZALARIN YASALLIĞI

 

 

III. E.FATURA VE E.DEFTER UYGULAMASINDAKİ YAPTIRIMLARIN YASALLIĞI

Katma Değer Vergisi (KDV); harcamalar üzerinden alınan bir işlem vergisidir. İşlemler ise, ticari, sınai, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler ile mal ve hizmet ithalatıdır.

İstisna uygulaması, istisnanın konulduğu aşamada vergilendirme zincirini kırması nedeniyle, katma değer vergisinin yapısına ters düşer. Bununla birlikte KDV kanunu oldukça geniş bir istisna alanı öngörmüştür. (Öncel, Kumrulu, Çağan, 2012;412) Yatırım yapacak işletmelerde, yatırım sürecindeki KDV’nin işletmelere yük getirmemesi için KDV yasasında yer alan 13/1-d hükmü ile aşağıdaki şekilde istisna düzenlemesi yapılmıştır.

“Yatırım Teşvik Belgesi sahibi mükelleflere belge kapsamındaki makina ve teçhizat teslimleri (Şu kadar ki, yatırımın teşvik belgesinde öngörüldüğü şekilde gerçekleşmemesi halinde, zamanında alınmayan vergi alıcıdan, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir. Zamanında alınmayan vergiler ile vergi cezalarında zamanaşımı, verginin tarhını veya cezanın kesilmesini gerektiren durumun meydana geldiği tarihi takip eden takvim yılının başından itibaren başlar)”[1]

Yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, yatırım teşvik belgesi sahipleri açısından belge kapsamında gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışından elde edilen makine ve teçhizat teslimleri KDV’den istisnadır. Ancak teşvik belgesinde yer alsa dahi, katma değer vergisi mükellefiyeti bulunmayanlar ile makine-teçhizatı münhasıran indirim hakkı tanınmayan işlemlerde kullanacak olanlara yapılacak teslimlerde istisna uygulanmayacaktır. (Maliye Bakanlığı, 2003)

Makina ve teçhizat; amortismana tabi iktisadi kıymet niteliği taşıyan ve mal ve hizmet üretiminde kullanılan sabit kıymetdir. Bir sabit kıymetin istisnadan yararlanabilmesi için, öncelikle makina ve teçhizat niteliğinde olması, ayrıca mal ve hizmet üretiminde kullanılması gerekmektedir. Sektörlerin yapısı itibariyle üretim faaliyetinin yanı sıra idari ve pazarlama gibi üretim dışı alanlarda kullanılan aynı cins sabit kıymetler ise bu kapsama girmeyecektir. ( Maliye Bakanlığı, 1998)

Yatırım teşvik belgesinde yer alan makina ve teçhizatın teslim ve ithalatı ile ilgili istisna, tam istisna mahiyetindedir.(KDV Kanunu, Mad.32) İstisna kapsamına giren makina ve teçhizatı teslim edenler, bu malların iktisabı dolayısıyla yüklendikleri katma değer vergilerini genel esaslara bağlı kalmak şartıyla indirim konusu yapacaklar, indirimin mümkün olmaması halinde nakden veya mahsuben iade olarak talep edebileceklerdir. ( Maliye Bakanlığı, 1998)

 

 

IV. SONUÇ VE ÖNERİLER

Yatırım Teşvik Belgesi kapsamında satılan makine ve cihazlar zaman zaman diğer ürün satışlarında olduğu gibi iade edilebilmektedir. Satışı esnasında KDV istisnasının, varlığın iadesinde de uygulanması yasa ve tebliğlerde belirlenmemiştir. İlgili tebliğlerde, YTB kapsamında alınan makine ve teçhizat iadesinin KDV’ye tabi olduğuna ilişkin bir açıklama da yapılmaması uygulamada duraksamalara neden olmaktadır. Her ne kadar yukarıda da açıklandığı üzere makine ve teçhizatın iadesinin söz konusu olması halinde KDV’den istisnanın söz konusu olamayacağı sonucuna varılsa da,  yapılacak yeni düzenlemeler içerisine bu konuya ilişkin açıklamalarında konulması uygulama açısından yararlı olacaktır.

 

KAYNAKÇA

Öncel, Mualla, Kumrulu, Ahmet ve Çağan, Nami (2012). Vergi Hukuku, Ankara: Turhan Kitabevi, 21.Bası

Maliye Bakanlığı (18.06.2003). KDV 87 No’lu Genel Tebliği. Ankara: Resmi Gazete (25142 sayılı)

Maliye Bakanlığı (14.08.1998). KDV 69 No’lu Genel Tebliği. Ankara: Resmi Gazete (23433 sayılı)

T.C. Yasalar (25.10.1984). 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu. Ankara: Resmi Gazete (18563 sayılı)

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı (2009) KDV.MUK.B.07.1.GİB.4.34.17.13/d.25-38811 Uygulama Tamimi 2009/18. İstanbul: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Eskişehir  Vergi Dairesi Başkanlığı (31.01.2012) B.07.1.GİB.4.26.15.01-KDV-53-2/50-15 sayılı özelgesi. Eskişehir: Eskişehir Vergi Dairesi Başkanlığı

Ankara  Vergi Dairesi Başkanlığı (03.03.2011) B.07.1.GİB.4.06.17.01-2010-/14013-14-112 sayılı özelgesi. Ankara: Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelirler Genel Müdürlüğü (06.01.2005) B.07.0.GEL.0.55-5513-455-445 sayılı özelgesi. Ankara: Gelirler Genel Müdürlüğü



* Yrd. Doç. Dr., Okan Üniversitesi / YMM

[1] Bu düzenleme 4369 sayılı yasa ile getirilmiş olup 01.08.1998 tarihinde yürürlüğe girmiş ve bugüne kadar uygulaması devam etmiş ve bugünde devam etmektedir.